BİZ EN İYİSİYİZ
   
 
  bilim-haber

Yakıtsız motorun mucidi isyan etti

Yakıtsız motorun mucidi olarak tanınan Elektrik Mühendisi Davut Işıklar, patentini aldığı projeyi satmaya karar vedi. Davut Işıklar'ı isyan ettiren tavır bakın ne idi?
15 Haziran 2007 20:45
 
Yakıtsız motorun mucidi isyan etti

Elektrik Mühendisi Davut Işıklar, mekanik-basınç-kinetik enerji ile çalışan sistemine geçtiğimiz aylarda patent aldı. Projeyi, İstanbul Teknik Üniversitesi profesörlerinden oluşan bir heyet, Işıklar'ın projesini başarılı bir çalışma olarak nitelendirmişlerdi.

Davut Işıklar, geçtiğimiz günlerde prototipe örnek teşkil edecek bir sistemi yaptı ve çalıştırdı. Ön çalışmayı tamamlayan Işıklar, "Aklında hala soru işaretleri olanlar için çalışan bu sistem yeterli bir fikir verecek sanıyorum" diyor. Işıklar, projesini şÖyle anlatıyor:

"İlk enerjimiz yenilenebilen enerjilerden elektrik, hava basıncı ve su basıncı ile çalışmakata olup çalıştığı ilk turdan sonra harcadığı güç ve enerjinin 4 kat fazlasını üretmektedir. Üretilen güç veya enerjinin bir bölümü başlangıçta harcanan bölüme verilerek harcanan enerji şarj edilerek devre dışı bırakılmakta, üretilen gücün kayıplar düşüldükten sonra 2 katını mekanik veya elektrik enerjisi olarak kullanmaktayız.

İlk verilen enerjiden sonra sistem harcanan enerjisini bünyesinde ürettiğinden enerjiye ödenen masraf ve ücret olmadığından adına ''yakıtsız enerji üreten motor'' diyoruz."

Davut Işıklar, çalışmalarını ve patentini niçin sattığını Haber7'ye anlattı.

- "Bu çalışmaları bize devret, ya da bizimle çalış" diye yurt dışından talepler vardı. Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?

- Ben bu çalışmanın bütünüyle Türkiye'de yapılmasını istedim. Türkiye'nin bu projeden dünyaya açılım yapmasını istedim. Bu yolda yıllarımı kaybettim.

Ama geçen zaman gösterdi ki kimse buna sahip çıkmıyor, çıkmıyor, çıkmıyor. Ya da biz belki doğru kişilere ulaşamayoruz. Birileri çıkıp, "Ben bütün masraflarını karşılayacağım" diyor. Bir bakıyorsun ki yok olmuş. Kimi çıkıp, "Ben ortak olacağım" diyor. Bir de bakıyorsun ki yok olmuşlar. Bu uprojeyi, bir vurgun sistemi gibi mi görüyorlar diye düşünüyorum.

- Peki bu tutum onların projeye inanç eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir mi?

- Öyle bir şey yok. Çünkü bu projeye katılmak isteyenler, önce farklı uzmanların projeme ilişkin verdikleri raporları alıp inceliyorlar, kendi uzmanlarına inceletiyorlar. Ondan sonra karar veriyorlar. Bizim sorunumuz, doğru kişilere ulaşamamak. Çok az para yatırmak istiyorlar ve kısa zamanda büyük karlar elde etmek istiyorlar. Görüştüğümüz kişilerden bazılarının şartları da bizim hoşumuza gitmedi.





- "Bizim hoşumuza gitmedi" dediğiniz kişilerin ya da şirketlerin şartları nelerdi?

- Hoşumuza gitmedi, dediğim teklifler, genelde şöyle idi. Daha baştan bir şart dayatıyorlar. "Biz yüzde 50'sinden fazlasını alacağız." Böyle olunca da ister istemez daha farklı yaklaşıyorsun. Daha hiçbir şey konuşmadan, kafadan bunu söyleyince olmuyor. Biz illa yüzde 50'sinden fazlasını elimizde tutacağız diye bir iddia içinde değiliz. Yaklaşımdan söz ediyorum.
- Peki prototip için ne kadar bir bütçe gerekiyordu?

- 200- 250 bin dolar arasında bir bütçe yeterli olacak.

- Şimdi patent hakkımı satacağını söylüyorsun. Yurt içine, ya da yurt dışına satma konusunda bir ayırımınız var mı?

- Hayır. Bu saatten itibaren artık farketmiyor. Artık düşüncelerimi değiştirmek zorunda kaldım. 10 yılı aşkın ben bu projeye hayatımı koydum. Ben paradan çok bu buluşun insanlığın hizmetine girebilmesinin peşindeyim.

 

 

'Kara Dul'un ağındaki sır çözüldü

Amerikalı araştırmacılar, örümceğin ağ örerken kullandığı iki proteinin DNA'sının haritasını çıkarmayı başardı. Bu sonuç, ultra-dayanıklı ürünler üretilmesinin yolunu açabilecek.
15 Haziran 2007 15:40
 
'Kara Dul'un ağındaki sır çözüldü

Bilim adamları, öldürücü zehre sahip "kara dul" örümceğinin ağının sırrını çözdü.  California üniversitesi uzmanlarının sırrını ortaya çıkardığı ağ, dayanıklılığı ve esnekliğiyle diğer örümceklerin ağlarından çok daha sağlam olarak biliniyor. Bu esneklik, ağa müthiş bir enerjiyi emebilme imkanı veriyor.

Örümcek ağının özellikleri; askeri, tıbbi ve sportif sahalarda ilgililerin özellikle dikkatini çekiyor. Daha dayanıklı kurşun geçirmez yelek, daha sağlam tıbbi malzeme ve spor aleti üretmek mümkün olabilecek

 

 

SüperJet, ses hızının 10 katını aştı

Avustralya'da denemesi yapılan, bilim adamlarının süper hızda uçuş için geliştirdiği jet motoru, ses hızının 10 katı olan, saatte 11,000 kilometre hız yapmayı başardı.
15 Haziran 2007 15:00
 
SüperJet, ses hızının 10 katını aştı

İçten yanmalı süpersonik motor, Avustralyalı ve Amerikalı bilim adamlarınca geliştirildi. Bunun ileride süper hızlı uçuşlar yapılmasını sağlayacağı belirtiliyor.

Avustralya'daki Bilim ve Teknoloji Kurumu ile ABD Savunma Gelişmiş Araştırma Projeleri Kurumu'nda (DARPA)çalışan bilim adamları, jet motorunu konvansiyonel bir roketle fırlattılar. Roket belli bir hıza ulaşınca motorun denenmesine başlandı. Bu tür motorların çalışması için belli bir hıza ulaşması gerekiyor. DARPA'nın baş araştırmacısı Steven Walker, çok uzak olmayan bir gelecekte hipersonik uçakların gerçek olacağını söyledi.

 

 

FBI'ın zombi savaşı !

FBI, şu anda yürütülmekte olan proje kapsamında, 1 milyon internet kullanıcısıyla ortaklaşa yaptığı çalışmayla siber suçluları avlıyor. FBI, Amerika çapında başlattığı araştırmayla siber suçluları ve "zombi bilgisayarları" avlıyor
15 Haziran 2007 11:27
 
FBI'ın zombi savaşı !

Hackerların virüslerini yaymak için kullandığı bir çok internet ağı ve "Zombi bilgisayar" tespit edildi. Zombi bilgisayar virüs yaymak için kullanılan bilgisayarlara deniyor. Hackerların kimliklerini bu ağlara sızarak tespit ediliyor ve hukuksal işlemler başlatılıyor.

Yapılan açıklamada "zombi bilgisayarların" iç güvenlik için çok ciddi bir sorun olduğu açıklandı. Bir yetkili verdiği ropörtajda "Bilgisayarlarına girilen çoğu kullanıcı bunun farkında olmadığı için tehditin büyüklüğünün farkında değiller" diye konuştu.

 

 

Rusya UUİ ile bağlantıyı kaybetti

Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ) ile Moskova arasında, istasyondaki mürettebat açısından yaşamsal önem taşıyan iletişimin bir süreliğine kesilmesi endişe yarattı.
14 Haziran 2007 19:19
 
Rusya UUİ ile bağlantıyı kaybetti

Uzay istasyonunun yönlendirilmesinin yanı sıra oksijen ve su desteğinin kontrolünü sağlayan bilgisayarlarda gece boyunca süren arıza ve iletişim kesintisi, Rus uzmanlarca kısmen giderildi.

ABD'nin Ulusal Havacılık ve Uzay Kurumundan (NASA) yapılan açıklamaya göre, kurumun uçuş direktörü Holly Ridings, Moskova'daki uçuş kontrol yetkililerinin UUİ ile kısmen iletişimi sağladıklarını, Rus mühendislerin sistemin tam olarak çalışması için çaba sarf ettiklerini belirtti. Rus Uzay Kurumu ve NASA, bilgisayarların neden çöktüğünü hala aydınlatamazken, yetkililer, şimdiye dek görülmeyen bu arızanın muhtemelen elektrik kesintisinden kaynaklandığını düşünüyor.

NASA, UUİ'deki bilgisayar arızasının Atlantis uzay mekiğinin daha önce iki gün uzatılan görev süresinin bir kez daha uzatılmasına neden olabileceğini bildirdi. NASA, bilgisayarların onarılamaması durumunda en kötü senaryonun UUİ'nin 3 kişilik mürettebatının uzay mekiğiyle dünyaya geri götürülmesi olabileceğini belirtti. Öncelikli olarak Rus ve Amerikan uzay kurumları, ardından Kanada, Avrupa ve Japon uzay kurumlarının katkılarıyla yönetilen UUİ'nin Rus yapımı oksijen makinesi olmadan 56 gün oksijen kullanma kapasitesi bulunuyor.

Bu arada, NASA yöneticileri, Atlantis'in kalkışı sırasında termal örtüsünde oluşan hasarın yarın yapılacak uzay yürüyüşünde giderilmesine karar verdiler. Astronotlar, bu onarım işlemi sırasında mekiğin ilkyardım çantasındaki zımba telleri ve seramik onarım kitindeki özel iğneleri kullanacaklar. NASA, kalkış sırasında Atlantis'te oluşan küçük hasarın onarımı için uzay mekiğinin görev süresini 11 günden 13 güne çıkarmıştı.

Uzay mekiği programı ekip başkanı John Shannon, termal örtüdeki hasarın Cumartesi günkü inceleme sırasında tespit edildiğini, önceki 11 uçuşta da termal örtü veya seramiklerde oluşan hasarın sorunsuz atlatıldığını anımsatmıştı. Mühendisler, termal örtüdeki bu kayba, kalkış sırasında bir parçanın çarpması değil, aerodinamik güçlerin neden olduğunu düşünüyor.

Mekiğin geri kalanında herhangi bir sorun olmadığını belirten NASA mühendisleri, her şeye karşın bu küçük hasar nedeniyle, Atlantis'in Dünya'ya dönüşünde atmosfere girdiği sırada oluşacak yoğun ısının örtünün altındaki grafit yapıya zarar vermesine ve uzay aracını ya da astronotların yaşamını tehlikeye atacağına ihtimal vermiyor.

 

 

Tavuğa benzer dev dinozor fosili

Çin'in kuzeyinde İç Moğolistan Özerk Bölgesi sınırlarındaki Gobi Çölünde tavuğa benzeyen dev bir dinozor fosili bulundu.
14 Haziran 2007 15:18
 
Tavuğa benzer dev dinozor fosili

Uzmanlar, bu buluşun, eski jeolojik çağ dönemlerinde yaşayan hayvanların gelişimine ilişkin teorileri değiştirebileceği görüşünü ifade etti.

Ağırlığının 1400 kilo olduğu sanılan dinozorun 'Gigantoraptor erlianensis' denilen yeni bir türe ait olduğu ve beş metre boyuyla şu ana kadar bulunan kuş tipi en büyük dinozor olduğu kaydedildi.

Konuyla ilgili makalenin yayımlandığı 'Nature' adlı bilim dergisinde, 85 milyon yıl öncesine ait olan bu yaratığın benzerlerinden 35 kat daha büyük olduğu ve gagası ile benekli tüyleri bulunduğunun sanıldığı ifade edildi.

Kazıyı yapan Çin Bilimler Akademisinden Prof. Şü Şing, 'Bir domuz büyüklüğünde fare bulduğunuzda nasıl heyecanlanırsanız, Gigantoraptor'u bulduğumuzda öyle heyecanlandık' diye konuştu.

Şu ana kadar bilinen en büyük tüylü hayvan 6-8 milyon yıl önce Avustralya'da yaşayan 500 kilogram ağırlığındaki dev Stirton kuşu (dromornis stirtoni) idi. İzine ilk kez Erlian vadisinde rastlanan Gigantorator ise Stirton'un üç katı ağırlığında.

 

 

İnternette yemleme saldırılarının sırrı

IBM Internet Security Systems Inc. (ISS), yemleme saldırılarının yüzde 92'sinde şifre çalma kitleri kullanıldığını bildirdi.
13 Haziran 2007 19:22
 
İnternette yemleme saldırılarının sırrı

IBM ISS'den yapılan yazılı açıklamada, IBM ISS Ar-Ge ekibinin, geçtiğimiz hafta 3 bin 544 adet yeni şifre çalan web sitesi teşhis ettiği belirtildi.

Açıklamada, X- Force istihbarat ekibinin elinde bulunan yeni analiz aygıtının, yemleme kiti kullanan internet sitelerini tespit ettiği, X-Force'un son sınıflandırmasına göre, tespit edilen yemleme sitelerinden 3 bin 256 tanesinin şifre çalma kitleri kullandığı bildirildi.

Geçen hafta ortaya çıkarılan şifre çalma sitelerinin yüzde 92'sinin kit tabanlı olduğu belirtilen açıklamada, söz konusu yemleme kit sitelerinin tamamının 100 adet alan adına bağlı olduğunun ortaya çıktığı kaydedildi.

IBM ISS'ten Gunter Ollmann da bu verilerin sadece bir haftanın yemleme saldırılarına ait olduğunu ve tek server üzerinden farklı siteler yolu ile kit kullanarak yemleme saldırılarında bariz artış görüldüğünü ifade etti.

 

 

NASA uzayda elektrik üretecek

Küresel ısınma ve dünya nüfusunun artması nedeniyle enerji kaynaklarının kısıtlı hale gelmesi bilim adamlarını yeni arayışlara yönlendirdi.
11 Haziran 2007 09:53
 
NASA uzayda elektrik üretecek

NASA'nın da içinde olduğu proje kapsamında uzayda elektrik enerjisi üreterek dünyada kullanmak için proje hazırlandı. Güneş ışınlarından üretilecek enerji, dünyaya mikroviyole ışınları ile yansıtılarak, kurulacak istasyonlarda elektriğe dönüştürülecek. Bu sayede sera gazlarının küresel ısınmaya etkisi de yok edilecek.

Pennsylvania Üniversitesi Mekanik Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Noam Lior, 35 yıl önce düşünce olarak doğan uzayda güneş ışınlarından elektrik enerjisi elde etme ve bunu dünyaya ileterek kullanma düşüncesinin projeye dönüştüğünü söyledi. Projenin hayata geçirilmesinin önündeki tek engelin para olduğunu ifade eden Lior, kaynak bulunması halinde 15 yıl içerisinde uzayda üretilecek enerjinin dünyada elektrik olarak kullanılabileceğini vurguladı.Lior, başta ABD, Japonya, Fransa, Almanya olmak üzere uzay araştırması yapma kapasitesine sahip bütün ülkelerin projeyle ilgilendiğini söyledi.

DÜNYANIN ENERJİ KAYNAKLARI

Dünya nüfusunun 50 yıl içerisinde ikiye katlanmasının beklendiğini belirten Lior, bu nedenle enerji kullanımının da üç kat artacağını kaydetti. Enerji tüketiminin son 20 yılda iki kat arttığını vurgulayan Lior, ''Yeryüzündeki enerji kaynakları, tahminen yüz yıl daha yeter'' dedi.

Dünyada enerji üretiminin küresel ısınmaya etkisi nedeniyle muhalif eylemlerin başladığını belirten Lior, buna karşın gelişen uzay teknolojileri ve enerji çevirme sistemlerindeki gelişmelerin, uzayda enerji üretiminin cazibesini artırdığını söyledi. Lior, ''Uzayda elektrik üretimiyle sera gazlarının atmosfere olumsuz etkisi yok edilecek. Ayrıca uzayda ısı çok düşük olduğu için güneş ışığı mümkün olan en etkili şekilde elektriğe çevrilebilir. Isı çok düşük olduğu için yüzde yüz oranında daha etkili üretim yapılabilir'' diye konuştu.Uzayda, nükleer enerji de üretilebileceğine işaret eden Lior, bununla ilgili tehlikelerin henüz tam olarak tespit edilememesi nedeniyle ülkelerin çekinceleri olduğunu bildirdi. Lior, güneş ışınlarından yararlanma konusunda ise ülkelerin hem fikir olduğunu kaydetti.

UZAY BOŞLUĞUNDA VEYA AYDA

Güneş enerjisinden yararlanabilmek için uzaya gönderilecek istasyonların uzay boşluğuna bırakılabileceğini ya da aya yerleştirilebileceğini belirten Prof. Dr. Noam Lior, şöyle devam etti:

''NASA, en uygun yerin ekvatorun 35.785 kilometre üzerindeki yörünge olduğunu açıkladı. Oradan geniş kitlelere enerji transferinin daha uygun olacağını söyledi. Bir diğer seçenek olarak kutup yörüngeleri araştırılıyor. Ay da diğer önemli bir alternatif. Oradan çıkarılabilecek madenlerle istasyonun inşası çok daha ucuz ve kolayca yapılabilir. Dünyadan ayın sürekli aynı yüzünün görülmesi ve ayda bulunan demir magnezyum gibi madenler ve az da olsa bulunan oksijen ve diğer gazlar, hem istasyonun yapılmasına hem de üretim için gerekli olan yakıtın bulunmasına uygun bir ortam sağlıyor.

İstasyonun yapımında robot teknolojisiyle, insan kullanımı asgari seviyeye indirilebilir. Ayın kullanımı halinde tahmin edilen giderler yüzde 30 oranında azalır. Ayda üretilen enerji, mikroviyole ışınları ile uzaya yerleştirilecek yansıtıcılarla dünyanın her köşesine ulaştırılabilir.

Ayda, güneş ışınlarından elde edilecek enerji, yeryüzünde üretilen her türlü enerjiden daha etkili olacaktır. Ay toprağı aynı zamanda izotop barındırdığı için enerji istasyonlarında yakıt olarak da kullanılabilir. 20 tonluk izotop ile ABD'ye bir yıl yetecek elektrik üretilebilir.''

ENERJİNİN DÜNYAYA TRANSFERİ

Uzayda üretilecek enerjinin dünyaya transferi için çeşitli yöntemler kullanılabileceğini belirten Lior, bu yöntemler içerisinde en uygununun mikroviyole ışınlarıyla yeryüzüne yansıtılması olduğunu kaydetti. Bu konuda fikir birliği olduğunu dile getiren Prof. Dr. Noam Lior, ''Dünya yüzeyine yansıtılan enerji, antenler sayesinde alınacak ve ışınlar elektrik enerjisine konvektörler sayesinde çevrilecek'' dedi.

Uzayda üretilen enerjinin mikroviyole ışınlarıyla transferinin prensip olarak onaylandığını kaydeden Lior, ''Bu naklin yapılabilmesi için, ışınların diğer bütün dalga boylarından 1 ghz fazla olması gerekir. Ve kullanılacak bandın halen kullanılmakta olan kablosuz iletişim frekanslarına etki etmemesi gerekir'' diye konuştu.

Prof. Dr. Lior, enerji transferine alternatif yöntemin de lazer ışınları olduğunu vurguladı.

DÜNYADAN MALZEME NAKLİ

Uzayda enerji üretim tesisi kurmak için dünyadan malzeme gönderilmesi gerektiğine dikkat çeken Lior, şu anki roketlerle bunun mümkün olmadığını söyledi. Lior, kullanılabilir uzay taşıtı yapılmasının projenin en önemli ayağı olduğunu belirterek, NASA'nın bu konudaki çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.

Prof. Dr. Lior, sistemin insanoğluna aslında yabancı olmadığını da belirterek, şöyle konuştu:

''Biz şu anda zaten cep telefonları, uydu yayınları ile transfer uygulaması kullanıyoruz. Şu ana kadar bu proje denenmedi ama parça parça denendi de diyebiliriz. Örneğin mikroviyole transferi denendi. Bununla birlikte zaten neredeyse bütün uydular kendi kullanımları için elektrik enerjisi üretiyorlar ve yeryüzüne de sinyal gönderiyorlar'' diye konuştu.Prof. Dr. Lior, enerji üretimlerinin küresel ısınmaya etkisini yok etmek için tüm ülkelerin uzayda üretilecek elektrik enerjisini kullanmaları gerektiğini söyledi.

SİSTEMİN AVANTAJLARI

Dünya yüzeyinin sınırlı olduğunu belirten Lior, buna karşın uzayın hem sınırsız, hem de kullanım sonucunda herhangi bir çevresel sorun yaratmayacak olmasının en büyük avantaj olduğunu vurguladı. Uzayın güneşten enerji üretmek için en uygun yer olduğunu ifade eden Lior, ayrıca nükleer yöntemlerle enerji üretmek için de uzayın son derece büyük avantajları olduğunu ifade etti.

Uzayda yer çekiminin olmamasının enerji üretim üslerinin ucuz ve sağlıklı olmasını sağlayacağını dile getiren Lior, deprem riskinin de sıfır olduğuna dikkati çekti.

Prof. Dr. Lior, oksitlenme, yağış ve diğer dışsal faktörlerin olmaması sebebiyle uzaydaki tesislerin dünyadakilere oranla daha uzun dayanacağını, ayrıca enerjinin dünyadaki kullanım yerlerine dağıtımının daha kolay ve kayıpsız olacağını kaydetti.

DEZAVANTAJLAR

En büyük dezavantajın, uzaya bu şekilde bir tesisin kurulması ve işletilmesinin maliyeti olduğunu belirten Lior, uzayda güvenliğin sağlanmasıyla ilgili zorluklar yaşanabileceğini söyledi.Lior, ''Uzayın bölüşümü ve dağıtımının uluslararası alanda getireceği zorlukların yanında meteorların verebileceği zararlar hesaplanıyor'' dedi.

Uzayda enerji istasyonu kurulmasının önündeki bir diğer dezavantajın güvenlik olduğuna dikkati çeken Lior, sözlerini şöyle tamamladı: ''Önümüzdeki yıllarda teknolojinin ilerlemesi ile terör ve savaşlar boyut değiştirebilir. Bu da yatırımı düşünen ülkelerin kaygılarını artırıyor. Aynı zamanda uluslararası anlaşmalarla uzayın ve üretilen enerjinin dağıtımı ve kullanımının düzenlenmesi gerekir. Ülkelerin tekel olmalarının önüne geçilmesi gerekir ki bu sistem teröre sebebiyet vermesin.''

 

 

 

Google, 18 ay boyunca saklayacak

Şirket bugün yaptığı resmi açıklamada, internet kullanıcılarının bıraktığı izleri, 18 ay muhafaza edeceğini açıkladı.
12 Haziran 2007 19:06
 
Google, 18 ay boyunca saklayacak

İnsan hakları derneklerince mahremiyeti ihlal etmekle suçlanan Google, hal-i hazırda internet kullanıcılarının İP adreslerine bağlı bütün arama izlerini depoluyor. Şirket bugün yaptığı resmi açıklamada, kullanıcıların bu izlerini (İP numaraları ve adreslerini) 18 ay sonunda sileceğini bildirdi.

İnternetin 1 numaralı arama motoruna sahip şirket, bu kararın "Article 29 Working Party" adlı insan hakları örgütüyle yapılan müzakereler sonunda alındığını belirtti. Şirket, internetteki verilerin muhafazası konusunda ilk kez kural yayınlanmış olduğunu vurguladı. Google, AB'nin geçenlerde kabul ettiği talimat gereğince Avrupa ülkelerinde dijital verilerin 6 ila 24 ay muhafaza edilebilmesi için yasa çıkarılması zorunluluğunun getirildiğini, ABD'de de benzer yasa için hazırlık yapıldığını hatırlattı. Şirketin bu kararı, sadece arama motorundaki izleri ilgilendiriyor. Karar, Google Mail gibi diğer hizmetleri kapsamıyor

Bitkisel yağla ısınmayı başardı

İngiliz Ed Rich, kullanılmış bitki yağıyla ısıtılmış su ile çalışan merkezi sistemle lokantasındaki yemekleri servise hazır sıcaklıkta tutmayı başardı.
16 Haziran 2007 01:35
 
Bitkisel yağla ısınmayı başardı

İngiltere`nin Wisconsin kentinde Culver`s Diner adlı restoranın işletmesini yapan Ed Rich, kullanılmış bitki yağıyla ısıtılmış su ile çalışan merkezi sistemle lokantasındaki yemekleri servise hazır sıcaklıkta tutmayı başardı.

Buluşunu Sun Gazetesi`ne anlatan Rich, "Bir gazetede Avrupa`daki araçların patates cipslerinin kızartıldığı kullanılmış yağlarla, biodizel denen yöntemle çalıştırıldığını okumuştum. Annem Alman asıllı olduğu için oraya gittiğimde dönüşümü yakından görme fırsatı buldum. Şayet yaptığım aletten verim alırsak, kışın binamızı ısıtmak için de kullanacağız ve diğer tüm dükkanlarımıza bu sistemi kuracağız. Böylece hem atık kızartma yağlarını değerlendirmiş, hem de çevremizi kirletmeden ve az masrafla ısınmış olacağız" diye konuştu.

  

 

Kendi kendine yetebilen ilk ev

İngiltere küresel ısınmaya neden olmayan ilk evin tasarımını bitirdi. Kendi enerjisini üretebilen evde su yağmur suyundan sağlanıyor. Siz tatildeyken üretilen enerji satılıyor. İşte o evin özellikleri:
12 Haziran 2007 16:30
Kendi kendine yetebilen ilk ev

Uzmanların uzun süredir üzerinde çalıştığı geleceğin çevreci evi yüzde 60 daha az ısı kaybı yaşanıyor. Evin enerji ihtiyacı güneş enerjisiyle temin ediliyor. 2 yatak odası olan evde su ihtiyacı da yağmur suyunun filitrelenmesiyle elde ediliyor.

Watford’daki bir sergide meraklıların beğenisine sunulan ev 2016 yılına kadar ulaşılması planlanan emisyon rakamlarına uyum sağlayacak. İngiltere’deki evlerin bu şekilde daha az enerji harcayan ve ihtiyaçlarını kendi kendine karşılayabilen tarzda dizayn edilmesi düşünülüyor.

Karbon nötr olan çevreci evler yerleşim birimlerinden kaynaklanan küresel ısınmayı en aza indirmiş olacak. İngilitere’de karbon emisyonlarının dörtte biri evlerden kaynaklanıyor. İngiliz hükümeti karbon emisyonu sıfırlanmış evlerin geleceğin yatırımı olduğunu açıkladı.

500 STERLİN'E KARŞILIK 31 STERN'LİK GİDER İşte müthiş evin özellikleri







 
CUMHURİYET BANDI SİZDE EKLEYİN.
 
SAYILARLA BİZ
 
HABERLER
 
HUZUR
1:)SİTEMİZDE EN SON ÇIKAN BİLİM HABERLERİNİ SİZLERE İLETİYORUZ

TEKNOLOJİ
3:)SON MODEL HTML ARŞİVİMİZLE SİZLERE DAHA İYİ HİZMET SUNUYORUZ.

ADMİNİSTRATOR ARANIYOR
Sitemize acil administrator alınacaktır başvuru için meno-23@hotmail.com adresine e-mail atabilirsiniz...

imz.tr.gg
bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz...
SHAKE İT UP ŞEKERİM
 
MC DONALDS VE COCA COLA YI İÇMEYİN VE YEMEYİN İSLAMİ CİHATA KATKINIZ OLSUN
 
Loadtr.Com
 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
WELCOME Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol